Boşanma; ölüm, gaiplik ve cinsiyet değişikliği gibi evliliği sona erdiren hallerden biridir. Ancak boşanma; eşler hayatta iken kanunda öngörülmüş sebeplerden biri veya birkaçına dayanılarak, eşlerden birinin açacağı dava sonucunda evlilik birliğinin mahkeme kararı ile son verilmesidir.
Teknolojik, ekonomik gelişmelerin ışığında sosyolojik ve kültürel değişimlerin de kaçınılmaz olduğu günümüzde, bu değişimlerle birlikte aile yapısında ve değerlerinde de farklılıkların olduğu görülmektedir. Bu farklılıklar son yıllarda artan boşanmaların da sebebidir. Hukuki bir akit olan evliliğin bitimi olan boşanma da hukuki yollarla gerçekleşen bir olgudur. Ancak boşanma nedenlerini ve boşanma olgusunda görülen artışı salt hukuki açıdan ele almak doğru değildir. Hukuki yollarla gerçekleşen boşanmanın artışında ekonomik, kültürel, teknolojik, sosyolojik birçok nedeni vardır. Son yıllarda toplumun her kesiminde sıkça rastlanan ekonomik güçlükler, iletişim araçlarının çeşitliliğine bağlı olarak iletişimin kolaylaşması, taraf eşitliğini esas alan kanunlar vb. sebepler boşanmaların artışının nedeni olarak görülebilmektedir.
Boşanma Davası Nasıl Açılır?
Boşanma davası kanunda öngörülmüş sebeplerden bir veya birkaçı ile çekişmeli veya anlaşmalı olarak açılabilir. Tarafların her ikisi de boşanmayı istiyor, evlilik bir (1) yıldan fazla bir süredir devam ediyor ve taraflar diğer hususlarda anlaşmışsalar anlaşmalı boşanma davası açılacaktır. Anlaşmalı boşanma davasında dava dilekçesine ek boşanma protokolü ile mahkemeye başvurularak açılabilir.
Ancak çekişmeli boşanma davasında;
- Bir taraf boşanmak istiyor diğer taraf istemiyorsa,
- İki taraf da boşanmak istiyor ancak karşılıklı olarak birbirlerinin evlilik birliği içerisinde daha fazla kusurlu olduğunu iddia ediyorlarsa,
- İki taraf da boşanmak istiyor ancak boşanma davasının sonuçları konusunda anlaşamıyorlarsa,
Çekişmeli boşanma davası için boşanma talepli dava dilekçesi ile iddialarını ve delillerini de mutlaka belirterek mahkemeye başvurmalıdır.
Çekişmeli boşanma davası gerek usulen gerekse de iddiaların ispatlanması bakımından önem arz etmektedir. Bu açıdan telafisi imkânsız zararlar doğurabileceğinden boşanmak isteyen kişinin uzman bir boşanma avukatından faydalanması gerekecektir.
Yine anlaşmalı boşanma davasında da mahkemeye sunulacak olan protokol mahkeme kararına direkt olarak yazılacağından ve boşanmanın sonuçları buna göre yerine getirileceğinden oldukça önemlidir. İleride ortaya çıkabilecek sorunlara yer bırakmamak adına hazırlanacak olan bu protokol bir boşanma avukatı tarafından detaylıca hazırlanmalıdır. Ayrıca mahkeme huzurunda protokol konusunda yaşanacak bir uyuşmazlık anlaşmalı boşanma davasını, çekişmeli boşanma davasına döndürecek ve boşanma davası süreci uzayacaktır.
Boşanma Davası Ne Kadar Sürer?
Boşanma davalarının süresi anlaşmalı veya çekişmeli olmasına göre değişebilmektedir. Anlaşmalı boşanma davası tarafların uzlaşısına bağlı olduğundan, görüleceği mahkemenin iş yüküne ve boşanma protokolünün durumuna göre 1 hafta ile 3 ay arasında değişebilmektedir. Eksik bir husus olmadığı takdirde ve protokol de gerekli unsurları içeriyorsa anlaşmalı boşanma davası tek celsede sonuçlanmakta ve tek celsede boşanma gerçekleşmektedir. Çekişmeli boşanma davası için bu süre mahkemenin iş yüküne, dosyadaki delil durumuna, taraflara ve 3. şahıslara yapılan tebligatlara ve sürelerine, tanık sayısı ve tanıkların dinlenilmesine, tarafların üzerinde uzlaşamadıkları taleplerine, yapılacak bilirkişi incelemelerine göre oldukça değişkendir. Bu sebeple ortalama bir süre vermek gerekirse en az 1 veya 1,5 yıl sürebilmektedir.
Boşanma Davasında Görevli Mahkeme Hangisidir?
Çekişmeli veya anlaşmalı boşanma davasında görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi derecesindeki Aile Mahkemesidir. Eğer dava açılacak yerde aile mahkemesi yok ise asliye hukuk mahkemesi, aile mahkemesi sıfatı ile davaya bakacaktır.
Boşanma Davasında Yetkili Mahkeme Neresidir?
TMK madde 168’e göre çekişmeli veya anlaşmalı tüm boşanma davalarında yetkili mahkeme ya eşlerden birinin yerleşim yeri mahkemesi ya da boşanma davasının açılmasından önce eşlerin son defa 6 ay boyunca birlikte oturdukları yer mahkemesidir.
Ancak anlaşmalı boşanma davasında taraflar arasında yetkiye dair bir itiraz kural olarak olmayacağı varsayıldığında, anlaşmalı boşanma davası istenilen yerde ki aile mahkemesinde açılabilecektir.
Boşanma Davasında Duruşmaya Katılım Gerekli Midir?
Çekişmeli boşanma davalarında da diğer hukuk davalarında olduğu gibi eğer kişi kendini bir boşanma avukatı ile temsil ettiriyor ise duruşmaya katılımı zorunlu değildir. Ancak kişi kendini avukat ile temsil ettirmiyor ve davacı konumunda ise duruşmaya katılımı zorunludur. Eğer davacı taraf duruşmaya katılmaz ise çekişmeli boşanma davası dosyası 3 ay içerisinde yenilenmek üzere işlemden kaldırılacaktır. 3 ay içerisinde davacı mahkemeye giderek dilekçe ile müracaat eder ve yeniler ise dava kaldığı yerden devam edecektir. Ancak davacı taraf 3 ay içinde ilgili mahkemeye müracaat etmez ve davanın yenilenmesi talebinde bulunmaz ise çekişmeli boşanma davası açılmamış sayılacaktır. Eğer davayı karşı taraf açtı ise duruşmaya katılım zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak o zaman katılmayan tarafın aleyhinde yapılan işlemleri kabul ettiği varsayılacak ve kendini savunma imkânı olmayacaktır.
Anlaşmalı boşanma davalarında ise tarafların duruşmaya katılımları zorunludur. Taraflar sözleşme niteliğinde hazırlamış oldukları protokolü imzalayarak mahkemeye sunsalar dahi duruşmada hazır bulunarak yapılan protokolü onayladıklarını ve boşanmak istediklerini hâkim huzurunda tekrar beyan etmek durumundadırlar.
Boşanma Davası İçin Avukat Tutmak Zorunlu Mudur?
Boşanma davalarında avukat tutmak zorunlu değildir. Ancak boşanma davaları süreç olarak manevi yönden ciddi zorlayıcı bir süreçtir. Hem manevi hem maddi zorlayıcı bu süreci herhangi bir hak kaybına uğramadan sürdürmek adına bir avukattan gerekli hukuki yardımların alınması ve davanın bir boşanma avukatı aracılığıyla takip edilmesi kesinlikle daha faydalı olacaktır.
Boşanma Davasında Aşamalar Nelerdir?
Çekişmeli boşanma davası yazılı yargılama usulüne dayalı bir dava türüdür ve birkaç aşamadan meydana gelmektedir. Öncelikle dilekçeler aşaması vardır. Dilekçeler aşaması taraflardan birinin boşanma talepli dilekçesini mahkemeye sunması ile başlar. Sonra taraflar karşılıklı olarak taleplerini ve delillerini dile getirir. Daha sonrasında ön inceleme duruşması yapılır. Ön inceleme duruşmasında davanın konusu, tarafların talepleri saptanır; taraflarca getirilecek delillerin getirilmesi için süre verilir, mahkemece toplanacak delillerin gerekli yerlerden istenmesine karar verilir. Daha sonrasında tahkikat aşamasına geçilir. Tahkikat aşamasında artık aile hâkimi tarafların talepleri ışığında toplanmış olan delilleri, tanık beyanlarını inceler; gerekli görüldüğü takdirde bilirkişi incelemesine yollar. Sonunda sözlü yargılama duruşmasına geçilir. Sözlü yargılamanın yapılacağı duruşmada tarafların bulunmaması halinde, aile hâkimi bulunmayan tarafın yokluğunda karar verileceğini taraflara ihtar eder. Sözlü yargılamanın yapıldığı son duruşmada karar verilir ve huzurda bulunanlara tefhim edilir. Daha sonrasında kararın hukuki dayanağının incelendiği ve gösterildiği gerekçeli karar taraflara tebliğ edilir. Huzurda bulunan için tefhim, huzurda bulunmayan için gerekçeli kararın tebliğinden itibaren kararda gösterilen süresi içerisinde ilgili karara karşı bir üst mahkeme olan istinaf kanun yoluna başvurulabilir.
Boşanma Davasına İtiraz Hakkı Var Mıdır?
TMK madde 166’ya göre davalının boşanmaya itiraz hakkı vardır. Çekişmeli boşanma davasında davacı eş her ne kadar boşanmak istese de, davalı eş boşanmak istemeyebilir. Bu halde dava dilekçesinin davalı eşe tebliğinden itibaren 2 içerisinde davaya cevap dilekçesi ile itirazda bulunulabilir. Ancak hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu değerlendirilirse bu itiraz mahkemece kabul görmeyecektir. Yine yapılacak olan itiraz evlilik birliğinin devam etmesi hususunda olabileceği gibi davalı, kendisinin kusurlu olmayan taraf olduğunu, davacının kusurlu olduğunu gene bu süre içerisinde karşı dava açarak öne sürebilir.
Adli Tatilde Boşanma Davası Açılabilir Mi?
Adli tatilde kanunda öngörülen yargısal işler görülmeye devam edilir. Boşanma veya diğer herhangi bir dava açma yasağı yoktur. Her türlü dava adli tatilde dahi olsa açılabilir, davaya karşı cevap verilebilir, dilekçeler aşaması tamamlanabilir. Ancak davanın görülmesinde öncelikli ve acil bir durum yok ise duruşma günü adli tatil bittikten sonra bir gün verilir. Anlaşmalı boşanma için de bu geçerlidir.
Hamileyken Boşanma Davası Açılabilir Mi?
Hamilelik durumu boşanma davası açmaya engel değildir. Hamile eş veya diğer eş hamilelik devamınca -eğer evlilik bir yılını doldurdu ise anlaşmalı olarak da olmak üzere- boşanma davası açabilir.
Boşanma Davasında Deliller Neler Olabilir?
Boşanma Davası’nda dilekçeler aşamasında, tarafların iddia ve taleplerini ispatlayacak delillerini göstermeleri gerekmektedir. Daha sonrasında ön inceleme duruşmasında taraflara dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları için iki haftalık kesin süre verilir. Bunun taraflarca kesin süre içinde tam olarak yerine getirilmemesi hâlinde, yerine getirmeyen tarafın o delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılmasına karar verilir. Bunun yanı sıra mahkeme huzuruna sunulan tüm deliller yasal delil niteliğinde olmalıdır. Hukuka aykırı olarak elde edilmiş her delil mahkemece reddedilebilir. Bunun dışında görsel, yazılı, sözlü her türlü yasal delilin mahkeme huzuruna süresi içerisinde sunulduğu müddetçe mahkemece gözetilmesi gerekir. Bunlar hukuka uygun şekilde elde edilmiş mesajlaşmalar, yazışmalar, ses kayıtları, tanık beyanları, bilirkişi raporları, hastane raporları vb. olabilir.
Boşanma Davasında Velayete Nasıl Karar Verilir?
Velayet, küçük ve istisnai ergin kısıtlıların bakımı, korunması, yetiştirilmesi, eğitimi ve mallarının yönetimi üzerinde anne ve babaya ait olan hak, ödev ve yükümlülüklerin bütünüdür. Evlilik birliği içerisinde çocuğun velayeti anne ve babaya ortaklaşa aittir. Boşanma sürecinde talep edilmese dahi çocuğun yüksek yararının korunması için velayet hakkı taraflardan birine tek başına kullanılmak üzere geçici olarak verilebilir. Bu halde boşanma davası sürecinde kendisine müşterek çocuğun geçici velayeti verilmeyen taraf ile çocuk arasında kişisel ilişkinin kurulması için de karar verilmesi gerekir. Boşanma kararı sonucunda da kalıcı olarak çocuğun velayeti taraflardan birine verilir ve velayet hakkı verilmeyen tarafın ise çocukla olan kişisel ilişkisi kurulması için yine aile hâkimi tarafından re’sen karar verilecektir. Tarafların boşanma davası kapsamındaki kusur durumları çocuğun velayet hakkı için esas teşkil etmez. Velayet olgusunda önemli olan çocuğun ve/veya istisnai kısıtlı erginin yüksek yararıdır.
Bu bakımdan anne bakımına ve ilgisine muhtaç olan bir çocuğun velayetinin anneye verilmesi gerekmektedir. Yine mahkemece uzman pedagoglar tarafından çocuk dinlenecek ve hangi ebeveynde kalmasında fayda olduğuna dair rapor düzenlenmesi istenebilecektir.
Boşanma Davasında Nafaka Nedir, Nasıl Belirlenir?
Nafaka, birinin geçindirmekle yükümlü olduğu kimselere mahkeme kararıyla bağlanan aylık olarak ifade edilebilir. Tedbir nafakası; boşanma davası açıldıktan önce veya açılmasından sonra dava süresince yoksulluğa düşen taraf ve çocuk için hükmedilen nafakadır. İştirak nafakası; boşanma ile velayeti kendisine verilmeyen eş aleyhine, ergin olmayan çocuk lehine herhangi bir talebe bağlı olmaksızın, re’sen hâkimce hükmedilebilen nafakadır. Yoksulluk nafakası; boşanma ile yoksulluğa düşecek tarafın, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla, geçimi için mali gücü oranında diğer taraftan alabileceği nafakadır. Boşanma davasında boşanmaya bağlı olarak üç (3) tür nafaka vardır. Dava süresince tedbir nafakası olarak devam eden nafaka; dava sonuçlandığında çocuk için iştirak nafakası olarak, yoksulluğa düşecek eş için yoksulluk nafakası olarak devam edebilecektir. Bu nafakaların tümü, tarafların mali durumu ve çocuğun yüksek yararının korunması ilkesi göz önüne alınarak hâkimce takdir edilir.
Boşanma Davasında Tazminat Nasıl Belirlenir?
Boşanma nedeniyle taraflar zarara uğramış olabilir. Bu zarar hem maddi hem manevi zarar olarak kendini gösterebilmektedir. Hukuk düzenimiz bu zararların bir miktar da olsa giderilebilmesi için taraflara boşanmaya bağlı olarak maddi ve manevi tazminat talep etme imkânı sağlamıştır. TMK madde 174/1’e göre boşanma davalarında maddi tazminat istenebilmektedir. Bu maddeye göre mevcut ve beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, boşanma yüzünden karşılık bulamayan kusursuz veya diğer tarafa göre daha az kusurlu taraf, kusuru yüksek taraftan zedelenen menfaatlerine uygun bir tazminat isteyebilmektedir. TMK madde 174/2 de boşanma davalarında manevi tazminat talebinin dayanağıdır. Bu hükme göre de boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf kusurlu olan diğer taraftan uğradığı zararların bir miktar da olsa hafifletilebilmesi için uygun bir miktarda manevi tazminat talebinde bulunabilir.
Boşanmada Mal Paylaşımı Nasıl Sağlanır?
Boşanmada mal paylaşımı evlilik birliğini bitiren mahkeme kararının ardından sağlanabilir. Kural olarak evlilik birliği içerisinde edinilmiş tüm mallar aksi taraflarca kararlaştırılmadığı sürece taraflarla eşit paylaşılır. Evlenmeden önce edinilen mallar ise kim tarafından edinildi ise edinenin üzerinde kalacaktır. Mal paylaşımı davası boşanma davası ile açılabileceği gibi ayrı bir dava olarak da açılabilir. Boşanma ile açılsa dahi, mal paylaşımı davası aile hâkimince re’sen tefrik edilir ve boşanma davası ilgili mal paylaşımı davası için bekletici mesele yapılır. Ancak boşanma davasının kesinleşmesi ile mal paylaşımı davası görülebilecektir.
Boşanma Davası Sonrasında Tekrar Ne Zaman Evlenilebilir? Bekleme Süresi (İddet Müddeti) Nedir, Ne Kadardır?
Boşanma davasında kararın tarafların boşanması yönünde kesinleşmesi ile taraflar için yeniden evlenme olanağı doğar ancak doğacak/doğabilecek herhangi bir çocuğun soy bağında karışıklılık olmaması adına TMK kadın eşin yeniden evlenmesi olanağı için bir süre öngörmüştür erkek için böyle bir süre yoktur. TMK madde 132’ye göre evlilik sona erdikten sonra kadın evliliğin sona ermesinden başlayarak 300 gün kadar bir süre geçmedikçe evlenemez. Bu süreye bekleme süresi (İddet Süresi – Müddeti) denir. Bu süre boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren hesaplanır. Bekleme süresi içerisinde nişanlanmaya engel yoktur. Bekleme süresi kesin olmayan bir evlenme engelidir. Bekleme süresi içerisinde evlenilirse ve o sürede çocuk doğarsa ikinci evlilikteki eş, çocuğun babası sayılır. Bekleme süresi mutlak değildir. Eğer 300 gün dolmadan kadın doğurursa bekleme süresi doğurduğu tarih itibari ile biter. Belirli koşulların gerçekleşmesi sonucunda kadın için getirilen bekleme süresinin aile mahkemesince kaldırılmasına karar verilebilir. Kadının önceki evliliğinden gebe olmadığının anlaşılması veya evliliği sona eren eşlerin yeniden birbirleriyle evlenmek istemeleri halinde, talep üzerine aile hâkimi süreyi kaldırır.
Boşanma Davası Türleri Nelerdir?
Boşanma davası iki tanedir. Anlaşmalı boşanma davası ve çekişmeli boşanma davası olarak görülmektedir.
Anlaşmalı Boşanma Davası Nedir?
Anlaşmalı boşanma davası çok kısa sürede sonuçlanan ve genelde tek celsede biten boşanma davasıdır. Anlaşmalı boşanma davasında, tarafların boşanmada anlaşması evlilik birliğinin temelinden sarsıldığına ve bu durumun ortak hayatın devamının beklenemez hale getirdiğine ilişkin bir kabuldür. Ancak sırf anlaşmış olma kendiliğinden boşanma sonucunu sağlamamakta, boşanma kararının mahkemece verilmesi için bir sebep oluşturmaktadır. Mahkemece boşanma kararının verilebilmesi için kanun ek bazı şartlar öngörmüştür. Bunlar:
- Evlilik en az 1 yıl sürmüş olmalıdır.
- Boşanmak için eşler ya birlikte mahkemeye başvurmalı ya da bir eş, diğerinin açtığı boşanma davasını kabul etmelidir.
- Aile hâkiminin tarafları huzurunda bizzat dinlemesi gerekmektedir.
- Tarafların uzman bir boşanma avukatı huzurunda yapmış oldukları anlaşmanın/protokolün (yani boşanmanın mali sonuçları (nafaka, mal rejimi vb. ve çocukların durumuna ilişkin olan anlaşma/protokol) hâkim tarafından uygun bulunması gerekmektedir.
Anlaşmalı boşanmanın reddi, tarafların sonradan anlaşarak yeniden anlaşmalı boşanmalarına ya da tek başlarına başka bir boşanma sebebine dayanarak dava açılmasına engel olmayacaktır.
Anlaşmalı boşanmada duruşmada her iki tarafın da hazır bulunması gerekmektedir. Avukat aracılığı ile dava açılmış olsa dahi, tarafların hâkim huzuruna çıkması zorunludur.
Çekişmeli Boşanma Davası Nedir?
Çekişmeli boşanma davası ise dilekçeler aşaması, ön inceleme duruşması, tahkikat aşaması, sözlü yargılama ve karar gibi birçok aşamadan oluşmakta ve uzun sürmektedir. Her iki taraf taleplerini ve iddialarını delilleri ile birlikte sunmaktadır. Bu iddialarını ispatlayamayan tarafın davası hâkim tarafından reddedilecektir. Bu nedenle de taraflar öne sürdükleri iddiaları ispatlayıp karşı tarafın kusuruyla evliliğin bitmesine neden olduğunu ortaya koymalıdır. Tarafların boşanma sonucu konusunda ve/veya boşanmaya bağlı mali sonuçlar, çocukların velayeti, çocuklarla kişisel ilişki kurma hususu, maddi ve manevi tazminat konularında anlaşamaması nedeniyle çekişmeli boşanma yoluna gidilmektedir.
Boşanma Sebepleri Nelerdir?
Türk Medeni Kanunu’nda boşanmaya imkân veren sebepler 161. ve 166. maddeleri arasında düzenlenmiş olup, bu sebepler dışında herhangi bir nedenle boşanmaya karar verilememektedir. Bu sebepler:
- Zina (Aldatma),
- Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış,
- Küçük düşürücü suç işleme ve haysiyetsiz yaşam sürme,
- Terk (TMK madde 164)
- Akıl Hastalığı,
- Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması (Şiddetli Geçimsizlik).
Saydığımız zina, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, küçük düşürücü suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, terk ve akıl hastalığı kanunda özel olarak düzenlendiği için, özel boşanma sebepleridir. Ancak TMK madde 166’da düzenlenmiş olan evlilik birliğinin temelinden sarsılması hali birçok sebebe dayanabileceğinden ve birçok şekilde görülebileceğinden boşanmanın genel sebebi olarak adlandırılmaktadır.