Miras Hukuku Nedir?
Kişinin ölümü veya gaipliğine karar verilmesinden sonra, ölen kişinin aktif ve pasif mal varlığının, kişinin atanmış ya da yasal mirasçılarına nasıl intikal edeceği ile ilgilenen hukuk dalına miras hukuku denir.
Miras hukuku alanındaki ihtilaflara çözüm arayan davalara miras davaları denilmektedir.
Miras hukukunu ilgilendiren birçok dava türü vardır. Tereke, tasarrufun iptali, miras sözleşmesi ve iptali, vasiyetin iptali ve tenkisi vb. davalar bu davaların başlıcalarındandır.
Miras hukukundan kaynaklanan davalarda hak kaybına uğramamanız için miras hukuku alanında bilgi sahibi olduğunu miras avukatları ile çalışmanız faydalı olacaktır.
Yasal Mirasçı ve Atanmış Mirasçı Kavramları Nedir?
Yasal mirasçı murisin kan bağından olan, bu sebeple mirastan pay alma hakkına sahip olan kişi/kişilerdir. Burada kan hısımlığı dolayısıyla 1. 2. ve 3. zümre mirasçıları ve sağ kalan eş yasal mirasçı olarak kabul edilmektedir. Murisin evlat edindiği kişilerde yasal mirasçı grubunda değerlendirilmektedir.
Atanmış mirasçı ise; murisin sağlığında vasiyetname düzenlemek suretiyle mirasından pay almasını istediği kişi/kişilerdir.
Yasal Mirasçılar ve Miras Payları Nedir?
Yasal mirasçının tanımı yukarıda yapılmıştır. Miras payları ise mirası hak kazandığı zümreye göre değişkenlik göstermektedir. Bu konuda bilgi almak için iletişim kurmanızda fayda vardır.
Mirasçı Olabilmenin Şartları Nedir?
Mirastan hak alıp yararlanabilmek için uyulması gereken 3 şart söz konusu. İlk olarak kişinin sağ olması gerekiyor, ardından hak ehliyetine sahip olması gerekiyor ve son olarak mirastan yoksun olmaması gerekiyor. Kişiler bu şartları karşıladığı ölçüde mirasçı olabilme hakkına sahip oluyor.
Mirasçılar Kalan Borçlardan Sorumlu Olur Mu?
Mirasçılar, tereke borçlardan sorumlu tutulurlar. Miras bırakanın alacakları, istedikleri mirasçıdan borçlarını tahsil edebilirler. Borcu ödeyen mirasçı ise diğer mirasçılardan ödediği paraya talep eder. Şayet bu borçtan sorumlu tutulmak istemiyorsanız mirası reddedilmesi gerekiyor.
Miras Devlete Kalabilir Mi?
Eğer vefat eden kişi gerisinde herhangi bir mirasçı bırakmadıysa miras devlete kalır. Ek olarak mirasçılar 3.dereceye kadar sınırlandırılır. Şayet 3.dereceye kadar mirasçılar ve alt soy bulunmuyorsa miras yine devlete kalır.
Miras Hukuku Avukatı
Miras hukuku konusunda mirasçılar arasında genellikle anlaşmazlıklar görülür. Bu noktada bir miras hukuku avukatı yardımına başvurulabilir. Alanında uzman bir miras avukatı ile kişiler olası bir zararın önüne geçebilir. Ankara miras avukatı konusunda ise Mercantaş Hukuk Bürosunun tecrübeli kadrosu sizlere en iyi hizmeti sunmayı hedefliyor. Miras hukuku konusundaki tüm sorularınızı ise avukata soru sor sorabilirsiniz.
Miras Davası Nedir?
Miras hukuku alanındaki ihtilaflara çözüm arayan davalara miras davaları denilmektedir. Miras davası; konusu miras hukukuna dayanan her türlü davayı kapsamaktadır. Bunlar vasiyetnamenin iptali davası, mirasçıların saklı payının korunmasına yönelik tenkis davası, veraset ilamı talebi, mirasın reddi davası, mirasın reddinin iptali davası ve benzeri davalardır. Ayrıca mirasçıların miras bırakanın mirastan mal kaçırmaya yönelik yapmış olduğu muvazaalı işlemlere karşı da dava açma hakları vardır.
Miras Hukuku Nedir?
Kişinin ölümü veya gaipliğine karar verilmesinden sonra, ölen kişinin aktif ve pasif mal varlığının, kişinin atanmış ya da yasal mirasçılarına nasıl intikal edeceği ile ilgilenen hukuk dalına miras hukuku denir.
Miras hukukunu ilgilendiren birçok dava türü vardır. Tereke, tasarrufun iptali, miras sözleşmesi ve iptali, vasiyetin iptali ve tenkisi vb. davalar bu davaların başlıcalarıdır.
Miras Hukuku, ölüme ve ya gaipliğe bağlı bir malvarlığı hukukudur; bunun hüküm ve sonuçları ancak malvarlığı sahibinin ölümünden ve ya gaiplik kararından sonra meydana gelebilmektedir. Miras hukuku niteliği itibari ile mülkiyet hakkını kuvvetlendiren bir hukuk alanıdır. Bir kimsenin malik olduğu eşya ve malların, ölümünden sonra arzu ettiği kişilere intikalini sağlar. Ölüme bağlı malvarlığı hukuku olan miras hukuku, ölen kişiye ait malvarlığının (terekenin) kimlere, hangi oranlarda ve nasıl geçeceğini düzenleyen kurallardan meydana gelir.
Muris Kimdir?
Muris; miras bırakan kişidir, müteveffadır. Her miras olayında en nihayetinde bir miras bırakan vardır, çünkü miras bırakan olmazsa ortada bir miras ve mirasın geçişi mevcut olmayacaktır. Sadece gerçek kişiler muris olabilir, tüzel kişilerin muris sıfatını alması mümkün değildir. Her insan miras bırakan yani muris olabilir. Mirasın az veya çok olması bunu değiştirmez. Örneğin küçük yaşta bir çocuğun, bebeğin ölmesi halinde de bıraktığı mallar açısından bu küçük miras bırakan yani muristir.
Miras Hukukunda Ölüm Nedir?
Kaçınılmaz bir sonuç olan ölüm, miras hukukunun uygulanmasını gerektiren hukuki bir olaydır. Türk hukuk sistemine göre miras, murisin ölümü ile geçer. Mirasın ölümle geçeceğine ilişkin kuralın tek bir istisnası bulunmaktadır: Bir kimsenin gaipliğine mahkemece karar verilmiş olması.
Böyle bir durumda, gaip olan kişi ölmüşçesine miras bırakan yani muris sıfatını alır. Gaipliğin ölümden farkı: Çok ama çok az bir ihtimal olmasına karşın gaip olan kişinin hayatta olması ve ortaya çıkmasıdır.
Tereke Nedir?
Tereke, mirastır. Tereke denilince, ölen kişinin yani murisin mallarının, hak ve alacaklarının, aynı zamanda borçlarının bütünü anlaşılmalıdır.
“Tereke” ve “Miras” terimleri eş anlamlı olarak kullanılabilir. Ancak miras ya da tereke denildiğinde miras bırakandan sadece mal ya da para kaldığı anlamına gelmez. Miras bırakan borçlu hatta borca batık bir şekilde ölmüş olabilir. “Tereke” kavramı miras bırakanın tüm hak ve alacaklarının yanı sıra onun borçlarını da kapsamaktadır.
Mirasın İntikali (Geçişi) Nasıl Olur?
Murisin vefatı ile birlikte miras yani tereke belirli bir kişi/kişilere geçer. Buna mirasın intikali (geçişi) denir. Bizim hukuk sistemimiz, miras hukukunda “külli halefiyet”/ “külli geçiş” prensibini benimsemiştir. Külli halefiyet, terekenin bir bütün halinde mirasçılara geçmesidir. Terekedeki bütün mallar, gerek taşınır taşınmaz menkuller, gerek alacak ve haklar, gerekse de borçlar murisin ölümü ile birlikte mirasçılara geçecektir.
Yasal Mirasçı ve Atanmış Mirasçı Kavramları Nedir?
Murisin ölümü ile mirasın bir bütün yani kül halinde geçtiği kişi/kişiler mirasçıdır.
İki tür mirasçı vardır: yasal mirasçı ve atanmış mirasçı.
Yasal Mirasçı: murisin kan bağından olan, bu sebeple mirastan pay alma hakkına sahip olan kişi/kişilerdir. Kanunen mirasçı olan ve kanunda gösterilen kişilerdir. Yasal mirasçılar ölenin kan hısımları, sağ kalan eşi, evlatlığı ve ikinci derecede olmak üzere Devlet’tir.
Burada kan hısımlığı dolayısıyla 1. 2. ve 3. zümre mirasçıları ve sağ kalan eş yasal mirasçı olarak kabul edilmektedir. Murisin evlat edindiği kişiler de yasal mirasçı grubunda değerlendirilmektedir.
Atanmış Mirasçı: Murisin sağlığında vasiyetname düzenlemek suretiyle mirasından pay almasını istediği kişi/kişilerdir.
Murisin ölüme bağlı tasarrufu (vasiyetname veya miras sözleşmesi) ile tayin ettiği, seçtiği mirasçıdır. Burada etkili olan ölenin iradesi ve bu iradenin beyanıdır. Atanmış mirasçılık, murisin iradesinden doğar. Hukuk sistemimizde hem yasal hem de atanmış mirasçılığa yer verilmiştir. Ancak yasal mirasçılık daha ön plandadır. Murisin ölüme bağlı tasarrufta bulunmadığı hallerde otomatikman yasal mirasçılık söz konusudur. Ayrıca yasal mirasçıların önemli bir kısmının saklı payı bulunmakta olup, muris ölüme bağlı tasarrufla yani vasiyetname veya miras sözleşmesi ile dahi üzerinde tasarruf edemez.
Yasal Mirasçılar ve Miras Payları Nedir?
Yasal mirasçılar kanunen mirasçı olan ölenin kan hısımları, sağ kalan eşi, evlatlığı ve ikinci derecede olmak üzere Devlet’tir
Ölenin kan hısımları dediğimiz ölenin çocukları, annesi, babası, kardeşleri, büyükanne ve büyükbabası, amcası, teyzesi, dayısı, halası, kuzenleri ve onların çocuklarıdır.
Yasal mirasçılıkta zümre sistemine göre birinci zümrede ölenin altsoyu yani çocukları, torunları, torun çocukları ve bunların da çocuk ve torunları vardır. Örneğin miras bırakanın dört çocuğu var ise hepsi mirasçıdırlar ve tereke dört eşit parçaya bölünmelidir. Yani görülüyor ki birinci zümre içinde, birinci derecede, miras bırakanın çocukları, eşit hisseli olarak, yasal mirasçı olurlar. Miras bırakanın çocuklarından sonra gelen soy ise çocuklara düşen kadar mirasçıdır.
Yasal mirasçılıkta ikinci zümrede ölenin annesi, babası ve onların altsoyları gelir. Buradaki altsoy kardeşler, yeğenler, yeğen çocukları, torunları ve devamıdır. Bunların yasal mirasçı olabilmeleri için, her şeyden önce birinci zümreden hiçbir mirasçının bulunmaması gerekmektedir. Yani ölenin çocuğu, torunu ve devamı olmamalıdır. Ölenin annesi ve babası olmak üzere miras ikiye bölünür. Anne ve baba hayatta ise, miras bırakanın kardeşleri mirasçı olamazlar. Ana veya baba miras bırakandan önce ölmüş olursa onların altsoyu (yani kardeşler, kardeş yoksa torunlar ve devamı) ana-baba yerine mirasçı olurlar.
Yasal mirasçılıkta üçüncü ve son zümrede ölenin büyükanne ve büyükbabaları ve bunların altsoyu (yani amca, dayı, hala, teyze ve bunların altsoyu kuzenler) vardır. Üçüncü zümre hısımlarının yasal mirasçı olabilmeleri için, birinci ve ikinci zümrelerde mirasçı bulunmaması şarttır. Büyükanne ve büyükbabaların her birinin miras payı mirasın ¼’ü kadardır. Bu dört asıl olan büyükanne ve büyükbabalardan biri miras bırakandan önce ölmüş olursa, kök içinde halefiyet esası gereği, altsoyu (yani dayı, teyze, hala, amca) onun yerine miras bırakana mirasçı olur. Ancak eğer miras bırakanın sağ kalan eşi var ise amca, hala, dayı, teyzeden birinin miras bırakandan önce ölmesi halinde onların altsoyuna miras geçmez; sağ kalan eş tüm mirası alır.
Evliliğin ölümle sonlanması halinde sağ kalan eş de vefat edenin yasal mirasçısı sıfatını kazanır. Sağ kalan eşin mirasçılığı, birlikte mirasçı olduğu zümreye göre belirlenir.
Sağ kalan eş;
- Birinci Zümre Hısımları (mirasçının çocukları) ile birlikte mirasçı olursa terekenin dörtte bir mülkiyetine hak kazanır.
- İkinci Zümre Hısımları (mirasçının annesi, babası veya kardeşleri, yeğenleri, yeğen çocukları, torunları) ile birlikte mirasçı olursa; terekenin yarısının mülkiyetine hak kazanır.
- Üçüncü Zümre Hısımları (mirasçının büyükanneleri ve büyükbabaları veya onların çocukları) ile birlikte mirasçı olursa terekenin dörtte üçünün mülkiyetine hak kazanır. Ancak miras bırakanın büyükanneleri ve büyükbabaları ve onların çocuklarının hiçbirinin bulunmaması halinde, bu zümredeki diğer hısımlar miras dışı kalır ve terekenin tümü sağ kalan eşe ait olur.
Miras payları; mirası hak kazandığı zümreye göre değişkenlik göstermektedir. Bu konuda bilgi almak için miras avukatlarımızla iletişim kurmanızda fayda vardır.
Mirasçı Olabilmenin Şartları Nedir?
Mirastan hak alıp yararlanabilmek için uyulması gereken 3 şart söz konusu. İlk olarak kişinin sağ olması gerekiyor, ardından hak ehliyetine sahip olması gerekiyor ve son olarak mirastan yoksun olmaması gerekiyor. Kişiler bu şartları karşıladığı ölçüde mirasçı olabilme hakkına sahip oluyor.
Mirasçılar Kalan Borçlardan Sorumlu Olur Mu?
Mirasçılar, tereke borçlardan sorumlu tutulurlar. Miras bırakanın alacakları, istedikleri mirasçıdan borçlarını tahsil edebilirler. Borcu ödeyen mirasçı ise diğer mirasçılardan ödediği paraya talep eder. Şayet bu borçtan sorumlu tutulmak istemiyorsanız mirasın reddedilmesi gerekmektedir.
Miras Devlete Kalabilir Mi?
Eğer vefat eden kişi gerisinde herhangi bir mirasçı bırakmadıysa miras devlete kalır. Ek olarak mirasçılar 3.dereceye kadar sınırlandırılır. Şayet 3.dereceye kadar mirasçılar ve alt soy bulunmuyorsa miras yine devlete kalır.
Miras Davası Nasıl Açılır?
Miras davaları, miras bırakanın ölümünden sonra hak iddia edenin talebine göre çeşitli şekillerde açılabilir.
Miras davalarında öncelikle murisin mallarının ölümünden sonra arzu ettiği şekilde dağıtımı için bir irade beyanının olup olmadığına bakılmalıdır. Yani murisin herhangi bir vasiyetnamesi var mıdır, ona bakılmalıdır. Vasiyetname var ise murisin mallarının dağıtımı vasiyet ettiği şekilde yapılacaktır. Eğer murise ait herhangi bir vasiyetname yoksa terekenin yani malların dağıtımı mirasçılar arasında olacaktır. Bu şartlar altında mirasın paylaştırılması için dava açılabilir. Dava açmak için önce yetkili mahkeme belirlenmelidir. Yetkili mahkemenin belirlenmesi sonrasında dava yoluyla miras mahkemece pay edilir. Ancak mirasın paylaştırılması için dava açmak zorunlu değildir. Eğer tüm mirasçılar bir araya gelip anlaşırlarsa bir avukat aracılığıyla mirası paylaşılabilirler. Bu sebeple daha sonradan çıkabilecek her türlü hukuki ihtilaf kapsamında uzman bir avukata danışılmalıdır. Miras hukukundan kaynaklanan davalarda hak kaybına uğramamanız için miras hukuku alanında bilgi sahibi olduğunu size göre en iyi olan miras avukatları ile çalışmanız faydalı olacaktır.
Miras Davası Hangi Mahkemede Açılır?
Her davanın açılması gibi miras davalarının açılması için de yetkili ve görevli mahkemelerde bu davaların açılması gerekmektedir.
Türk Medeni Kanunu’nun 576. maddesine göre miras davalarının açılacağı yetkili mahkeme olarak miras bırakanın yerleşim yeri mahkemesi belirlenmiştir. Vasiyetnamenin iptali, saklı pay sahiplerinin haklarını korumak amacıyla açılan tenkis, mirasçılık belgesi istemi, mirasın reddi vb. tüm miras davaları miras bırakanın yerleşim yeri mahkemesinde açılacaktır.
Miras davalarında görevli mahkeme tüm hukuk davalarındaki gibi dava konusuna göre değişiklik gösterebilmektedir. Örneğin mirasın reddi davası için görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi iken, muris muvazaasına dayalı tapunun iptali ve tescili davası Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmektedir.
Miras Davası Ne Kadar Sürer?
Miras davalarının ne kadar süreceğine dair kesin bir ifadede bulunmak yanlış olacaktır. Terekenin durumu, tarafların talepleri, dosyadaki delil durumu, tebligatların ulaşma süreleri, dilekçelerin verilme süreleri, duruşma açılacaksa duruşma günü tayini, mahkemenin iş yükü gibi birçok etkene bağlı olarak miras davalarının süresi değişebilmektedir. Ancak uzman bir miras hukuku avukatı ile bu davaları takip ediyor olmak bir miras davasının sonuçlanma süresini olabildiğince kısaltacaktır.
Miras Hukuku Avukatı Ankara
Miras hukuku konusunda mirasçılar arasında genellikle anlaşmazlıklar görülür. Bu noktada bir miras hukuku avukatı yardımına başvurulabilir. Alanında uzman bir miras avukatı ile kişiler olası bir zararın önüne geçebilir. Ankara miras avukatı konusunda ise Mercantaş Hukuk Bürosu’nun tecrübeli kadrosu sizlere en iyi hizmeti sunmayı hedefliyor. Miras hukuku konusundaki tüm sorularınızı ise avukata soru sor bölümümüzden sorabilirsiniz.